- oranla
- Nisbətən
Türkcə-Azərbaycanca İzahlı Tibb lüğəti. - Türkcə-Azərbaycanca izahlı tibb lüğəti; - Bakı: Şirvannəşr. A. Məmmədoğlu . 2009.
Türkcə-Azərbaycanca İzahlı Tibb lüğəti. - Türkcə-Azərbaycanca izahlı tibb lüğəti; - Bakı: Şirvannəşr. A. Məmmədoğlu . 2009.
oranla — zf. Herhangi bir şeye göre, herhangi bir şeyle kıyaslayarak, nispeten Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
âşık — sf., kı, ğı, Ar. ˁāşiḳ 1) Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun (kimse) 2) is. Sevişen bir çiftten kadına oranla genellikle erkeğe verilen ad 3) is. Halk ozanı Dinleyin âşıklar benim sözümü / Felek yaktı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
azıcık — sf., ğı 1) Çok az, biraz Kahve caddeye oranla azıcık geride, bir bahçe içinde. S. Birsel 2) zf. Kısa bir süre Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller azıcık aşım ağrısız başım … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyüme hızı — is. İş gücü, doğal kaynaklar, donanım vb. temel değişkenlerin bir arada yoğrulması sonunda bir önceki yıla oranla adam başına düşen gerçek gelir artış hızı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cayırtılı — sf. Cayırtısı olan Yeni imajın eskiye oranla daha bağırgan, daha cayırtılı olmasına özen gösteriyorlar. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dar — 1. is., esk., Far. dār İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk Birleşik Sözler darağacı 2. sf. 1) İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı Dar elbise. Dar ev. 2) Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğimölçer — is. Bir yüzey, düzlem, yol veya cihazın yatay düzleme oranla eğimini ölçen araç, klinometre … Çağatay Osmanlı Sözlük
elektrodiyaliz — is., kim., Fr. électrodialyse Birtakım koloitlerin ortamdaki öteki parçacıklara oranla gözenekli zarlardan daha kolay geçmesi özelliğine dayanan kimyasal arıtma yönteminin elektrik enerjisiyle hızlandırılmış türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
için — e. 1) Amacıyla, maksadıyla Ukalalık yapmamak için bütün gayretine rağmen yine de o düşündüğünü yapmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Neden ve sonuç belirten bir söz Hastanın uykuda olduğunu söylemesi sırf vakit kazanmak içindi. R. N. Güntekin 3) dan /… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuyu — is. 1) Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur Kahveci Salih eğilmiş, az evvel sarkıttığı gazozları kuyudan çıkarıyordu. H. Taner 2) Toprağa kazılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nazaran — zf., Ar. naẓaran Göre, oranla, kıyasla Buna nazaran şimdi vereceğim malumat ve izahatı anlamak daha kolay olacaktır. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük